Fobileri İnceleyelim : Kökeni, Türleri ve Tedavi Yöntemleri

Fobileri İnceleyelim : Kökeni, Türleri ve Tedavi Yöntemleri

Fobi, çoğu insan için tehdit unsuru olmayan, kendisi için tehlike niteliğinde olmayan bir uyarana ya da duruma, kişinin mantık dışı bir korku duymasıdır. Kişide korku uyandıran durum veya uyaran aslında objektif bir tehlike unsuru değildir fakat kişi için bu, kesinlikle bir korku unsurudur. Örneğin kapalı alanda kalma korkusu olan birini ele alalım. Kapalı alanda olmak asıl olarak bir tehdit niteliği taşımaz çünkü gerçekten de bir tehdit niteliği taşısaydı, o halde hiç kimse kapalı alanlarda bulunmazdı. Bu korkuya sahip olan kişi için ise asansörde bulunmak, alışveriş merkezine gitmek, toplu taşımada bulunmak oldukça korkutucudur. Buradaki korku mantık dışı ve şiddetli bir korkudur. Mantık dışıdır çünkü objektif bir korku uyaranı değildir, şiddetlidir çünkü kişi bu ortamlarda bulunmaktan bile kaçınır, bulunduğunda ise hem fiziksel hem duygusal hem bilişsel açıdan belirtiler göstermeye başlar. 


Kişi, kendisi için korku yaratan unsurla karşılaştığında fiziksel boyutta titreme, mide bulantısı, kalp atışlarının hızlanması, terleme, nefes alıp vermede düzensizlik, uzuvları hissetmeme gibi fiziksel belirtilerle ; duygusal boyutta korku, endişe, kaygı, kendini güvende hissetmeme gibi duygularla ; bilişsel boyutta  buradan gitmeliyim, bana zarar gelecek, burası tehlikelidir, kesinlikle çok kötü şeyler olacak şekinde düşüncelerle karşılaşır. Korktuğu uyaran veya durum asıl olarak gerçek bir tehlike niteliği taşımasa da, bu onun son derece tehditkar bir uyarandır.
Her korku da fobi olarak adlandırılamaz elbette. Çoğumuzun hemen hemen bazı korkuları vardır fakat bu korkular ancak kişinin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa, fobi olarak nitelendirilebilir. Yani bu korku durumu kişinin hayat kalitesini düşürme, işlevselliğini bozma gibi hayatını sekteye uğratacak boyutta olduğu vakit, fobidir denilebilir. Örneğin sosyal fobisi olan birini ele alalım. Bu kişi kalabalık ortamlarda bulunmaktan, kalabalık önünde konuşma yapmaktan, toplu taşımaya binmekten, insanlarla konuşmaktan çoğunlukla kaçınır çünkü daima insanların onu kötü bir şekilde değerlendirdiğine ve zayıf olduğuna inanır. Bu insanlar kendilerini utandırmaktan da aşırı korku duyarlar. Bu sebeple -kendilerine göre- utanç verici herhangi bir davranış sergilememek için de isanlarla olabildiğince az iletişime geçebilrler. Kendilerine göredir çünkü insanlar sergilediği davranışları utanç verici olarak nitelendirmeseler de, kişi sahip olduğu inanış ve düşüncelerinden dolayı herkesin onu daima davranışlarından dolayı bu şekilde değerlendirdiğini düşünür. Burada görülen sosyal fobi gerçek bir fobi olarak değerlendirilebilir çünkü kişinin yaşamını sekteye uğratmaktadır. Örneğin kişi işi gereği insanlarla iletişime geçmek durumunda olsa da onlarla konuşamaz ve işi aksar, konuşsa bile devamlı olarak aklındaki işlevsel olmayan düşünceler ve inanışlar kişinin zihninde sürekli olarak vardırlar ve kişinin konsantrasyonunu düşürebilirler. Veya kişi, yemek sırasına girmekten çekinebilir çünkü sipariş verirken satıcının kendisi hakkında neler düşüneceğine dair korkulara sahiptir. Bu durumlar da kişinin yaşamını sürüdürmesinde oldukça zorlayıcı niteliklere sahip olabilirler.


Fobiler Nasıl Oluşurlar?
Fobilerin nasıl oluştuğuna dair birbirinde farklı psikoterapi kuramlarının birçok teorisi vardır. Örneğin Freud'un kuramına göre fobiler, insanın bilinçdışı güdüler ve arzulardan duyduğu anksiyetenin, bu arzuları temsil eden nesnelerle yer değiştirerek kişide fobiye yol açtığını ileri sürmüştü. 
Bazı kuramlara göre ise fobiler, gözlem yoluyla da edinilebilirler. Örneğin annesinin köpek fobisini gözlemleyen ve bu fobiye daima maruz kalan bir çocuğun da köpek fobisi geliştirmesi muhtemeldir. Çocuk, köpek ile ilgili korkutucu bir deneyim yaşamamış olsa bile annesinin köpekten kaçınma davranışları çocukta da, köpekten korkma ve kaçmadavranışlarının oluşmasına yol açacaktır. Yani çocuk, gözlem yoluyla bir öğrenme geliştirir ve köpekten korkmayı öğrenir.
Kişiler, kendileri için korkutucu deneyimler sonucunda da fobi  geliştirebilirler. Korkutucu duruma maruz kalırlar ve sonraki dönemlerde de o uyarandan uzak durmaya devam ederler. Örneğin asansörde kalan bir kişinin böyle bir durumda çok korktuğunu varsayalım. Kişi, bundan sonraki dönemde asansöre binmeyip, merdiven kullanmayı tercih edebilir çünkü kendisinde ''Asansöre binersem başıma tehlikeli bir durum gelebilr, asansörde kalabilirim, kimse yardımıma gelmeyebilir...'' şekillerinde bir ''öğrenme'' gelişir. 


Özgül Fobi 
Normalde korkulmayacak bir nesne veya durumdan mantık dışı bir şekilde korkma ile karakterizedir. Korkulan durumu düşünmek bile kişide korku yaratabilir. Danışan bu durumdan korkulmasının mantık dışı olduğunu bilmesine rağmen korkmaya devam edebilir ve bu uyarandan kaçmaya devam edebilir. 
Çeşitleri :
Hayvan görme korkusu : Örümcek, yılan , kedi, köpek, böcek...
Doğal çevreyi kapsayan korkular : Yükseklik korkusu, fırtına , su...
Kan, yaralanma ile ilgili korkular : İğneler, dişçi, sağlıkla ilgili girişimler...
Durumsal korkular : Kapalı alanda kalma korkusu (klostrofobi), asansör, toplu taşıma araçlarında bulunma, tüneller, köprüler, uçuş korkusu (Avofobi)...
Tedavi Yöntemi :
İlaç tedavisi + Bilişsel Davranışçı terapi önerilebilir. 
Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi ile bilişsel boyutta kişide meydana gelen işlevsel olmayan ''düşünce tuzakları'' (asansör korkutucur, kapalı bir alanda kalırsam başıma kötü şeyler gelebilir...) üzerine çalışılır. Davranışçı boyutta ise davranış teknikleri uygulanır. Örneğin kullanılan davranış tekniklerinden biri ''sistematik duyarsızlaştırma''dır. Danışan korktuğu durum veya nesneye kademeli olarak yaklaştırılır. Danışan için korkutucu olan bu durum veya nesne başlangıçta korkutucu olsa da, zamanla bu uyarana maruz kalarak ona  alışır ve korkusunun/kaygısının azalması beklenir.

Sosyal Fobi
Kişinin başkları tarafından değerlendirilme ihtimalinin olduğu durumlardankorku duyması ve  kaçması ile karakterizedir. Kişi, toplumsal ortamlarda bulunmaktan, insanlarla konuşmaktan rahatsızlık duyabilir ve bu durumlardan kaçınmaya dair davranışlar sergileyebilir. Bu bireyler için  kalabalık önünde konuşmak, başkalarıyla birlikte yemek yemek, başkalrının önünde yazı yazmak/imza atmak, toplu taşıma kullanmak, alışveriş yapmak, sıra beklemek, kalabalık önünde telefonla konuşmak gibi durumlar kaygı ve korku verici olabilir.
 Sosyal fobi kişinin okul, iş ve sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkileyebilir. 
Tedavi :
İlaç tedavisi + Bilişsel Davranışçı Terapi önerilebilir. Bilişsel Davranışçı Terapi ile bilişsel boyutta kişinin çarpık düşünceleri üzerine çalışılabilir ; davranışsal boyutta ise kişinin kademeli olarak rahatsızlık duyduğu ortamlarda kalması sağlanmaya çalışılır. Örneğin topluluk içerisinde ilk etapta 10 dakika kalması, diğer aşamada 15 dakika kalması sağlanır. Kişi kademeli olarak rahatsızlık duyduğu durum içerisinde kalarak bu duruma alışması ve düşüncelerinin yarattığı kaygının azaltılması sağlanır (Elbette bu süreç bu kadar kısa değildir. Terapist ve danışan rahatsızlık uyandırıcı durumları bellibir kritere göre sıralayarak, sistematik bir şekilde çalışır).


Agorafobi :
Panik atağın veya panik benzeri belirtilerin ortaya çıkması durumunda yardım sağlanamayabileceğine, kaçıp kurtulmanın zor olabileceğine dair  düşüncelerle birlikte bu tarz ortamlardan, yerlerden uzak durma ile karakterizedir. Kişi eğer ki böyle bir alanda ise kaygı veya korku duyması muhtemel olacaktır. Kişi toplu taşıma (uçak, metro,otobüs, tren, vapur), kalabalık ortamlar (tiyatrolar, sinema, AVM'ler) gibi ortamlardan uzak durur. Evde yalnız kalmak, tneller, asansörler gibi kapalı alanlar, evden uzaklaşmak, yüksek yerler, köprüden geçmek sıkışık trafikte araba sürmek diğer kaygı ve korku unsurlarıdır.


Fobiler çok daha çeşitli olabilirler ve detaylı bir çalışma veya tedaviyi gerektirebilirler. Fobilerin tedavileri çoğunlukla Bilişsel Davranışçı Terapiler, davranışçı müdahaleler, EMDR gibi psikoterapiler ile mümkündür. 
Korkularımız ile mücadele etmenin yolu ise aslında hepimizin bildiği bir yöntemdir. Bu yöntemi tahmin etmek ise oldukça basittir. O da korkularımızın üstüne gitmektir...
 

Sosyal Medya'da Paylaş

Yazar Hakkında

Radiye Mahabat Seyda

Merhaba, Ben Radiye Mahabat Seyda. Lisans eğitimimi İstanbul Gelişim Üniversitesi'nde psikoloji alanında tamamladım. Akabinde ''Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi'', ''Mindfulness & Kabul ve Karar...