Sınır koymak; kişilerarası ilişkilerde kendi değerimiz,  kişisel ihtiyaçlarımız ve alanımız için gerekli olan, bir duruma veya bir kişiye karşı duygu ve düşüncelerimizin nasıl şekilleneceğini ifade eder. Bireylerin kişilik yapısına ve yaşantısına göre bu sınırlar farklılık gösterir. Bazı insanların sınırları çok nettir. Bazı insanlar ise bu sınırları koymakta zorlanabilir. Karşınıza çıkan bir duruma veya kişiye karşı sınır koyarken birtakım korkular hissedebilirsiniz. Bu korkular özellikle terk edilme, dışlanma, reddedilme gibi duygulardan oluşmaktadır. Bu duyguların etkisi altındayken insanlara karşı kendinizden ödün veriyor veya hayır diyemiyor olabilirsiniz. Bunlar sizleri zorlayabilir, kendinizi ifade edemiyor olabilir veya kaçınıyor olabilirsiniz. Kısa vade de karşınızdaki insanı kırmamak veya herkesle iyi geçinmek için bir sorun yokmuş gibi gözükse de uzun vade de baktığımızda bu tür durumlar bizim içinize kapanmanıza ve psikolojik olarak olumsuz etkilenmenize neden olur.  İfade edemediğiniz ve içinizde kalan bu sıkıntılar ani öfke patlamaları olarak ortaya çıkabilir. Bu yüzden sınır koymanın kendi öz benliğinizi korumanız açısından bir ihtiyaç olduğu, sınırlarınızı belirlerken karşınızdaki insanlara karşı açık sözlü ve net olmanız gerektiği, hayattaki önceliklerinizi belirlemenizin size hayır deme özgürlüğünü kazandırdığı, hayır demenin birini kaybetmek veya kırmak olmadığını unutmamanız gerekir.