İSMİ KADAR ŞEKER OLMAYAN HASTALIK: DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI)

İSMİ KADAR ŞEKER OLMAYAN HASTALIK: DİYABET (ŞEKER HASTALIĞI)

Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, kan şekerinin dengelenmesinde rol oynayan  pankreasta salgılanan ‘’insülin hormonunun’’ yetersizliği veya yokluğu nedeniyle ortaya çıkmaktadır.

Genellikle çocukluk ve ergenlik döneminde ortaya çıkan, insülin hormonunun yokluğu nedeniyle ortaya çıkan formu Tip1 diyabet olarak adlandırılır ve tek tedavi seçeneği insülin kullanımıdır.

Daha çok ileri yaşlarda; yanlış beslenme tarzı, hareketsiz yaşam, fazla kilo, karın bölgesinde yağlanma, sigara kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkan haline ise tip2 diyabet denmektedir. Tip2 diyabette, insülin yokluğu değil, insülin yetersizliği söz konusudur. Vücutta üretilen insülin vücut için yeterli gelmemektedir. Tip2 diyabette ilk seçenek tıbbi beslenme tedavisi ve oral antidiyabetik (şeker ilacı) kullanımı olmaktadır. Diyete uymayan, ilaçlarını düzenli kullanmayan ya da ilaç kullanmasına rağmen kan şekeri kontrol altına alınamayan bireylerde insülin tedavisine geçilebilmektedir.

En belirgin üç özelliği, aşırı susama, iştahta artış, sık idrara çıkma olan diyabet; yorgunluk, halsizlik, istem dışı ağırlık kaybı, bulanık görme, ayaklarda uyuşukluk/karıncalanma, yaralarda iyileşmenin gecikmesi ile de kendini gösterebilir.

Sağlıklı bireylerde aç karnına alınan kanda 70-100 mg/dl arasında olması gereken kan şekeri değeri, şeker hastalarında bu aralığın dışına çıkmaktadır. Kan şekerinin 100-125 mg/dl arasında olması ‘’bozulmuş açlık glikozu’’ olarak adlandırır. Açlık kan şekerinin 126 mg/dl’den daha yüksek olmasıyla diyabet tanısı konulur.

Kan şekerinin normal aralıklarından daha yüksek seviyede olması vücudumuzda istenmeyen durumlara yol açmaktadır. Başta göz, böbrek ve sinir hücrelerinde olmak üzere dokulara zarar vermektedir. Kandaki fazla şeker, gözdeki damarlarda yapısal değişikliklere neden olarak, damarların işlevini yeterince yerine getirememesine neden olur. Diyabet hastalarında her yıl düzenli göz dibi muayenesi yapılması,  göz sağlığı için önemlidir. Diyabet; böbreklere de büyük hasar vermektedir. Kronik böbrek yetmezliği hastalarının %50’si diyabet nedeniyle diyalize girmektedir . Diyalize giren böbrek hastalarının %10-20’si diyabet yüzüne hayatını kaybetmektedir.  Diyabet; sinir hücrelerini de etkilediğinden ayaklarda hissizlik, karıncalanma, iyileşmeyen yaralara neden olabilmektedir. Amputasyon gibi istenmeyen durumları önlemek için ayaklar her gün kontrol edilmelidir. Diyabet kalp- damar hastalıkları ve inme riskini yükseltir. Diyabet hastalarının yarısı da kalp damar hastalıkları yüzüne hayatlarını kaybederler.

Yapılan son çalışmalarda Türkiyede’ki her 7 kişiden birinin diyabet hastası olduğu düşünülmektedir. Tip 2 diyabet tanısı alan bireylerin ise %80'i fazla kiloludur.

Diyabet; kontrol altına alınmadığında, istenmeyen çok ciddi sorunlara neden olmasına rağmen ne yazık ki istenmeyen belirtiler ortaya çıkana kadar göz ardı edilebilmektedir.

Her ne kadar yaş, cinsiyet, genetik yatkınlık gibi diyabete neden olan etmenleri engelleyemesekte, beslenme tarzındaki değişiklikler, ideal kiloda olma, fiziksel hareketlilik, sigara ve alkol tüketimini bırakarak diyabet önlenebilir, mevcut hastalık durumunda ise doktor ve diyetisyen eşliği ile hastalık kontrol altına alınarak, ideal kiloya gelerek, sağlıklı beslenme planıyla istenmeyen durumların önüne geçilebilir.

Sğlıklı Günler Dilerim. 

Diyetisyen Melek KARATAŞ

Sosyal Medya'da Paylaş

Yazar Hakkında

Melek Karataş

19 Ekim 1999 yılında Sinop'ta doğdum. İlk ve orta öğretimimin bir kısmını Bursa'da tamamladım. Orta ögretimimin 2 yılını ve lise eğitimimi Akhisar/Manisa'da tamamladım. 2022 yılında Karamanoğlu Me...