SINAV KAYGISI

SINAV KAYGISI

Belirli bir yaşa gelmiş bireylerin, başarının sınavla ölçüldüğü eğitim sisteminde genelde başarısızlık korkusu nedeniyle sınav öncesinde, sınav sırasında ve sınav sonrasında yaşadığı kaygı bütününe sınav kaygısı denmektedir. Hayat planlamasının sınavla belirlenecek olması bireyde başta gelecek kaygısı olmak üzere birçok belirsizlikten dolayı fizyolojik ve psikolojik olarak kendini göstermektedir.

Bu kaygının oluşmasındaki en önemli etkenler ise; sınava yüklenen anlam ve beklentilerdir. Bununla birlikte bireyin yaşam tarzı, ders çalışma becerileri, kişisel özellikleri gibi çevresel ve psikolojik faktörler kaygının yönünü belirlemektedir.

Yaşam tarzında; yetersiz/dengesiz uyku, beslenme gibi vücudumuzun gerekli hormonları salgılamasına yardımcı olamayaşımızdan kaynaklı yaşam döngümüzü verimli kullanamamamızla ilgilidir. 

Ders çalışma becerileri; verimli ders çalışma konusunda, sınav hakkında, hedef oluşturup kariyer basamaklarını doğru stratejilerle tırmanma konusundaki bilgisizlikle ilgilidir. 

Kişisel özelliklerimiz; doğduğumuz andan bu yana yaşadığımız bağlam dolayısıyla öğrendiğimiz gerçeklikler ve yetiştirilme tarzıyla beraber bizi biricik yapan karakterimizin toplumdan bizi ayrıştırmasıyla oluşan farklı öğrenme süreçlerimizle ilgilidir.

Tüm bunlarla beraber aile içi oluşan iletişim sıkıntıları ve ebeveyn tutumları, olumsuz akran ilişkilerinin yanlış yönlendirmesiyle oluşan çevresel faktörler ve kişiden kişiye değişen sınava yüklenen anlam ve korkunun bireyde yarattığı gelecek kaygısı, bireyin kendisinde olan mükemmelliyetçilik duygusu, aşırı hırs, kuruntular, felaketleştirmeler, olasılığı abartma ve iyiyi yok görme gibi olumsuz otomatik düşünceler bizim sınav kaygısıyla baş etme gücümüzü belirlemektedir. 

Sınav kaygısının belirtileri ise fiziksel, duygusal, bilişsel, davranışsal ve sosyal olmak üzere 5 boyutta incelenebilmektedir. Tüm bu belirtiler bireyin olağan kapasitesiyle kendini gerçekleştirmesini güçleştirmekte ve kaygının getirdiği olumsuz duygu duruma boyun eğip kapasitesinin altında bir başarı sergilemesine neden olabilmektedir. Gündelik mental iyi oluşumuz hasar görebilmekte ve kaygı arttıkça birey kısır döngüye girip beklenmedik olumsuz durumlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Yaşadığımız kaygıyla birlikte zihinde oluşan yanlı otomatik düşünceler bireyde olumsuz bir duyguyu ve ardında kaçınma davranışını getirmektedir. Bu döngü sonrasında yine kaygı yaratıp çözüm bulmamızı güçleştirmektedir.

Belirli seviyede yaşanılan kaygı bireyi harekete geçirme konusunda olumlu katkı sağlarken, kaygının eğrisine yön verilmediği takdirde artarak devam eden olumsuz kaygıya maruz kalınmaktadır.

Sosyal Medya'da Paylaş

Yazar Hakkında

Mine Kuşaklı

Balıkesir’de gördüğüm ilkokul, ortaokul ve lise eğitimlerim sonrası İzmir Katip Çelebi Üniversitesinde lisans eğitimimi bu sene tamamladım. Bu süreçte gördüğüm teorik bilgileri uygulamaya dökebilmek i...