Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Kişinin” travmatik yaşantı” olarak tanımlanan durumlara bir ya da daha çok kez maruz kalması sonrasında psikolojik durumunda “hastalık belirtisi sayılabilecek bazı değişimler olması kaçınılmazdır. Örneğin; moralinde belirgin çöküş, uyku bozukluğu, sinirlilik, olaylara aşırı tepki verme, her an korku içinde olma bunlardan birkaçıdır. Çoğu zaman sağlıklı bir yetişkin, haftalar içerisinde, bu durumun üstesinden gelir. Ancak bazı kişilerin psikolojik durumundaki bozulma kalıcı olur ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu gelişir.

Deprem, sel, toprak kayması, çığ altında kalma, boğulma tehlikesi, yangın gibi afetler; savaş, silahlı saldırı, işkence, gasp, tecavüz, kaçırılma gibi şiddet; madende göçük altında kalma, inşaattan düşme gibi iş cinayetleri; trafik, deniz ya da uçak kazası ve ölümcül alerjik reaksiyonlar gibi durumların biri ya da birkaçına kişinin kendisinin maruz kalması, ailesinden birinin ya da yakın dostunun maruz kaldığını duyması, başkalarının maruz kaldığına tanık olması TSSB’ ye yol açabilir.

TSSB’ nin bazı belirtileri vardır. Bunlar; travmatik olayın sürekli hatırlanması, görüntülerin zihinde canlanması, olayı yeniden şimdiki anda yaşıyormuşçasına davranma, olayı hatırlatan herhangi bir uyaran karşısında yoğun sıkıntı duymak, travma içerikli kabuslar, travmatik olayı hatırlatan durumlardan, kişilerden, mekanlardan, aktivitelerden, objelerden uzak durma, travmatik olayla ilgili önemli detayların bellekten silinmesi, sürekli korku, dehşet duygusu içinde yaşama, kendisine ve dış dünyaya ilişkin olumsuz genellemeler (“onun beni taciz etmesinin sorumlusu benim, ben kötü biriyim, hiç kimseye güvenilmez, dünya çok tehlikeli bir yer  gibi), dış dünyadaki ilginin kaybolması, duygusal küntlük, ortamlardan kopma, ani sesler karşısında irkilmek, uyumakta güçlük, bir işe odaklanma ve sürdürmede problem yaşama, ufak bir şeye aniden öfkelenmek, toleransın düşmesi şeklinde sıralanabilir.

Travmaya maruz kalan herkeste travma sonrası stres bozukluğu ortaya çıkmaz. Kişisel yatkınlığı oluşturan etmenler arasında içedönüklük, dışsal kontrol odağının yüksek olması, işlevsel olmayan başa çıkma tutumları, kurtulma ile ilgili suçluluk duygusu, aşırı öfke duyma, genetik ve fiziksel yatkınlık, kişinin travmaya verdiği anlam, yakın zamanda yaşanmış stresli yaşam olayları, kişinin kendisinde veya ailede psikiyatrik hastalık öyküsü, alkol veya madde kötüye kullanım öyküsü bulunmaktadır.

Travma sonrası kişide fizyolojik de bazı değişiklikler meydana gelir. Vücutta tehlike algısına karşı bir koruma sistemi olan sempatik sistemin deşarjı sonrası oluşan anksiyete, korku, uyarılmışlık, tetikte olma hali, seçici dikkatte artış vs. bireyin kendini korumaya yönelik olan biyolojik yanıtlarıdır. Kan basıncında artma, terleme, kaslarda gerginlik kişi de kalp hastalığı olduğuna dair bir yanılgıya yol açsa da bunlar hayati tehlike yaratmayan geçici TSSB bedensel tepkileridir.

TSBB için uygulanan birden fazla tedavi yöntemi vardır. Bu yöntemler arasında EMDR Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Şema Terapi ve ilaç tedavisi en çok kullanılanlarıdır. En iyi tedavi yönteminin kombine tedavi yani ilaç tedavisi ve psikoterapinin birlikte kullanılması olduğu birçok araştırma ile kanıtlanmıştır.

Psikolog Kadriye Sinem Çetintürk Kurşunlu
@aristopsikoloji

 

Sosyal Medya'da Paylaş

Yazar Hakkında

Kadriye Sinem Çetintürk Kurşunlu

Psikolog K. Sinem Çetintürk Kurşunlu Kimdir? 1992 yılında Antalya’nın Kumluca ilçesinde doğdum, ilk orta ve lise öğrenimimi de yine Kumluca’ da tamamladım. Dumlupınar Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi ...